DÜNYADAN AHİRETE GİDEN BİR YOL VARDIR
İnsan topluluklarının ürettikleri medeniyetlerin merkezileşmesi çoğunlukla doğu-batı ekseninde olmuştur. Batının 15. Yüzyılda coğrafi keşifler diye maskelenen aslında bir korsanlık girişimi ve bakir coğrafyaların yağmalanması olarak tarihe geçen çabaları batıya haksız bir zenginlik sağlamıştır. Batı ilk düğmeyi yanlış iliklediği için sonrasında gerçekleşen zihinsel ve toplumsal değişmeler bu yanlışı doğru yapmaya yetmemiştir. Batı bir dünya görüşü oluştururken şu hususları vaat etmiştir:
Bu bağlamda batı; aklı, mekanikliği, dünyevileşmeyi, somut olanı öne çıkararak kendisini insan soyunun efendisi pozisyonuna sürüklemiştir. Bu bir simülasyondur. Medeniyet sarkacı tekrar doğu istikametine dönüş yapmanın eşiğindedir. Bu haliyle batı toplumsal refahı üst düzeye çıkarırken yalnızlaşma, yabancılaşma ve ruhsal anlamda sıkışmışlığın cenderesindedir. Her yıl intihar vakaları artmakta, madde bağımlılığı tavan yapmakta, aile bağları hızla çözülmektedir. Bu haliyle batı duvara toslamıştır. Bu dünya merkezli hayatın iflas ettiğini gösterir. Hayatın anlamını ıskalayan bir medeniyetin çöküşüne şahitlik etmekteyiz.
Buradan bir çıkış var mıdır sorusu önemlidir? Müslüman hayatı nasıl anlayacak ve yaşayacak? Müslümanın dünya görüşü şu prensipler eşliğinde şekillenmelidir:
İman ve islam kelimeleri bir müslüman kimliğinin iki veçhesini oluşturmaktadır. Teori ve pratik kelimeleri ile de anlayabileceğimiz bu durum Müslümanın kimliğin Kur’an ve sünnetle yoğrulmuş bir inanç zemini üzerinde günlük pratiklerin şekilleneceğini anlatmaktadır. Bu zeminin olmadığı durumlarda iki patolojik sorun ortaya çıkar: İnkâr ve nifak. Kâfir size düşman olduğunu bildiren kişidir. Münafık ise inanç altyapısı olmamasına rağmen -mış gibi yapan kişidir. Bu yönüyle kâfirden de aşağı bir yerdedir. Çünkü manüpilatif kişiliği birçok kimseyi yanıltabilme potansiyeline sahiptir.
Müslüman sadece mümin ya da müslim sıfatı ile yetinemez. O, imanına uygun davranış sergilediğinde gerçek bir dindar kimliğine sahip olur. Burada sorulması gereken basit soru dindarlığın birleşenleri nelerdir? Bunlar:
Bu bağlamda dindarlık, dini bir entelektüel çaba ya da kognitif dünyanın bir işi olmanın ötesine taşıyarak kişinin günlük hayatını dine göre şekillendirmesini ihtiva eder. Müslüman açısından dinin söz sahibi olmadığı bir an ve alan olabilir mi? Dindarlık bir elbise midir ki bazen giyilip bazen çıkarılsın? Müslüman dünya görüşü yaklaşık olarak şu bileşenlerden oluşur.
Müslümanlık vasat bir insanın algılayıp yaşayabileceği sadelikte ki dinin adıdır. İslam, ne Hristiyanlık gibi eskatoloji /ahiret ağırlıklı bir anlatıya ne de Yahudilik gibi dünyevileşme potansiyeline sahiptir. İslam dünyayı ahiretin tarlası sayan ve dünyanın geçiciliği üzerinden ahiretin daha hayırlı ve kalıcı olduğunu öneren dinin adıdır. Müslüman dünyadan ahirete giden yolun kapısını aralayan ve oradan kendisine yol bulan kişidir.
Derneğimizin faaliyetlerini inceleyebilirsiniz.
Siz değerli üyelerimiz için bilgi ve birikimlerini bizlere aktarabilecek tüm eğitmenler ile söyleşiler gerçekleştiriyoruz.
01Her ay siz değerli okurlarımız için birbirinden seçkin konuklarımız ve yazarlarımız ile hazırladığımız dergiler çıkartıyoruz.
02Öğrenci kardeşlerimiz için eğitimlerine destek olmak için düzenli olarak burs vermekteyiz. Sizlerde burslarımıza başvuru yapabilirsiniz.
03Derneğimizin kuruluş amaçları içerisinde ilim ve kültür faaliyetleri yaparak toplumumuz için faydalı bilgiler vermekteyiz.
04Derneğimiz sizlere ilim ve kültürel bilgiler ile zengin kitapları önermekte ve sizler için daha faydalı olabilecek bilgileri sizlere vermektedir.
05Derneğimizin gündeme dair bilgiler alabileceğiniz değerli yazarlarımız ile ilim ve kültürel bilgilerinizi zenginleştirebilirsiniz.
06