CİMRİLİK EDEN PİŞMAN OLUR « Haberler Güngören
CİMRİLİK EDEN PİŞMAN OLUR

CİMRİLİK EDEN PİŞMAN OLUR

Yazar: İkra Admin
25 Aralık 2019
1129

CİMRİLİK EDEN PİŞMAN OLUR

         İhtiyaç sahiplerine yardım etmek ve yoksulları doyurmak için yapılan harcamalar, malı eksiltmez. Aksine malı ve serveti koruyup bereketlendirir. Tıpkı cimrilik edilip, hiçbir hayır işine harcama yapmamanın malı ve serveti artırmayacağı gibi. Aksine cimrilik malın elden gitmesine ve bereketinin ortadan kalkmasına sebep olur.

         İKRA Derneği Genel Başkanı Sayın Mehmet ÇELİK Hocamız, Güngören Şubemizin 23.12.2019 tarihli Salı sohbetinde işte bu konuyu işledi. Hocamız konuyu, Kalem suresinin 17. Ayetinden itibaren anlatılan “bahçe sahipleri” kıssası çerçevesinde ela aldı. Surede kıssa şu şekilde anlatılır:

         “Şüphesiz biz, vaktiyle "bahçe sahipleri"ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkârcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi (17). (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. ("İnşaallah" demiyorlardı) (18). Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı (19). Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü (20). Derken, sabahleyin birbirlerine, "Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin" diye seslendiler (21, 22). Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular (23, 24). (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar (26). Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler (26). (Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler (27). Onların en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size 'Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?" dedi (28). Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler (29). Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar (30). Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!" (31).  "Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız." (32). İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!” (33).

Rivayete göre geçmişte dindar bir adamın her türlü meyve, ekin ve hurma ağaçları bulunan bir bahçesi vardı. Hasat zamanı geldiğinde fakirleri çağırır, bahçenin ürünlerinden onlara ikramda bulunurdu. Adam ölünce oğulları, aile fertlerinin çokluğunu ileri sürerek yoksulların payını kesmeye ve bahçenin ürününü sabahleyin erkenden gizlice toplamaya karar vermişler, ancak gece gelen bir âfet ürünü imha etmişti. Yüce Allah, Kur’an’da birçok yerde, verdiği nimete şükredenlere daha fazla nimet vereceğini, nankörlük edenleri de cezalandıracağını haber vermiştir (örneğin Nisâ suresi, 147; İbrâhim suresi, 7; Lokmân suresi, 12).

 

         Allah’ın insana lütfettiği nimetlere karşılık kulların yapması gereken, nimeti verene şükretmektir. Nimete şükrün göstergelerinden ve şekillerinden biri de sahip olduğu nimetlerden, ihtiyaç sahiplerine vermektir. Böyle yaparsa nimete şükretmiş olur ve Allah, şükreden kullarına daha güzel nimetler verir. Ama kul nimetin gerçek sahibini unutursa ve Allah’ın lütfettiği nimetler yüzünden şımarırsa, bunları ben kendi aklımla kazandım derse ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmezse, Rabbine nankörlük etmiş olur ve ilahi cezaya muhatap olur. Bahçe sahipleri ve Karun örneğinde olduğu gibi. Bu nedenle sahip olduğumuz mal, mülk ve servetin bizi şımartmaması ve bütün bu nimetlerin sahibini unutmamamız gerekir. Yoksa bir anda hepsi elimizden uçup gider.

 Her hafta pazartesi akşamları saat 21.00’de yapılan ilim sohbetlerine siz değerli dostlarımızı da bekliyoruz.