VAHYİN IŞIĞINDA HZ. MUHAMMED (S.A.V) VE İLİM « Yazarlarımızın Yazıları
VAHYİN IŞIĞINDA HZ. MUHAMMED (S.A.V) VE İLİM

VAHYİN IŞIĞINDA HZ. MUHAMMED (S.A.V) VE İLİM

18 Eylül 2017
2814

VAHYİN IŞIĞINDA HZ. MUHAMMED (S.A.V) VE İLİM
Hz. Muhammed (s.a.v.), 23 yıllık vahiyle yoğrulmuş Peygamberlik dönemi boyunca putperestliğin yerine tevhidi, zulmün yerine adaleti, düşmanlığın yerine kardeşliği, cehaletin yerine ilmi, çatışmanın yerine kaynaşmayı getirme gayreti içinde hayatını vakfetmiş; doğruluk, güvenirlik, adalet, nezaket ve cömertlik gibi ahlaki davranışlarıyla insanlığa örnek olmuştur. Fert ve toplumun huzurunu bozan davranışlarla mücadele etmiş ve toplumsal hayat için gerekli olan temel değişiklikleri gerçekleştirmiştir. Bütün bu faaliyetlerinin sonucu olarak, vahyin ışığında, mükemmel kişiliğiyle devlet idaresinde, aile reisliğinde, ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki alanlarda gerçekleştirdiği uygulamaları sayesinde “cahiliyye” olarak nitelendirilen ve temel özellikleri bilgisizlik, putperestlik, kabile asabiyeti, zorbalık, zulüm, haksızlık, başıbozukluk, adaletsizlik, barış ve nizamdan uzak bir hayat dönemini kapatarak, yerine sulh ve sükûnun, huzurun ve kardeşliğin hâkim olduğu yepyeni bir toplum oluşturmuştur.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) ilme, eğitim ve öğretime büyük önem vermiştir. Hadis literatüründe ilme teşvik eden yüzlerce hadisi şerif mevcuttur. Öte yandan cehaleti de yeren çok sayıda hadisi şerifler bulunmaktadır. Nitekim Hz. Peygamberimize indirilen ilk vahiyde “Yaratan Rabbinin adıyla OKU”(1) emridir. Dolayısıyla okumak, Efendimiz (s.a.v.)’ e ve ümmetine Allah Tealanın ilk emridir. Bunun yanında Kerim Kitabımız Kuran’da ilme teşvik eden ve âlimi öven birçok ayeti kerimeler mevcuttur. Hz. Muhammed (s.a.v.)‘in ilahi tebliğ görevinin en önemli kısmının eğitim ve öğretim olduğunu görmekteyiz. Nitekim bir ayette; “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allahın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (2) buyurmuştur. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’de bir hadisinde kendi görevinin mahiyetini şöyle açıklamıştır: “Allah beni muallim (öğretmen) olarak göndermiş bulunuyor.” (3)
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) Mekke döneminin ilk yıllarında kendisine vahyedilen ayetlerin yazılmasına ve bu suretle korunmasına önem vermiş ve Darü’l-Erkam’ı bir eğitim ve öğretim merkezi olarak kullanmıştır. Burada Kur’an ayetleri okunuyor, yazılıyor, dini bilgiler öğretiliyor ve bu bilgilerin pratik uygulaması yapılıyordu. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) hicretten iki yıl önce Mekke’ye gelip Akabe mevkiinde Müslüman olan Medinelilerin eğitimi ile de ilgilenmiş, onların isteği üzerine Kur’an’ı ve İslam’ın prensiplerini öğretmek için Medine’ye öğretmen göndermiştir. Hicretten sonra Medine-i Münevvere’de Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in önemli faaliyetlerinden biri, Mescid-i Nebeviyi inşa etmiş olması ve Mescidin bitişiğinde “Suffa” isimli İlk İslam Üniversitesini kurmasıdır. Bizzat Resulullah (s.a.v.) burada ders veriyordu; fakat henüz tedrisata yeni başlayanlara okuma-yazmayı ve Kur’an-ı Kerim öğretmek üzere diğer bazı öğretmenler de vazife görüyorlardı. Ubade b. Samit adlı sahabi, burada yazı ve Kur’an öğretenlerden biridir. Hz. Peygamberimiz(s.a.v.), Mescid-i Nebeviye ilim öğrenmek için gelenleri, Allah yolunda cihad edenlerle bir tutmuştur.(4)
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) ilim öğrenmede kadın ve erkek ayırımı gözetmemiş, erkeklerin yanı sıra kadınların eğitimiyle de ilgilenmiştir. Bir hadisi şeriflerinde: “Kadın ve erkek her Müslüman’a ilim öğrenmek farzdır.” (5) buyurmuşlardır. Onlara, özel gün ayırarak konuşmalar yapmıştır. O’nun zamanında kadın öğretmenlerde vardı. Şifa (Ümmü Süleyman b. Hayseme), Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hanımlarından, Hz. Hafsa’ya yazı yazmayı öğretmiştir. Efendimizin hanımları, kızların eğitim ve öğretimi ile ilgilenirdi. Onlar evlerine gelen genç kızlara bildiklerini anlatırlardı. Bu kızlar da öğrendikleri bilgileri
başkalarına aktarırlardı. Müminlerin Annesi Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (Allah onlardan razı olsun) başta olmak üzere, Efendimizin hanımlarının ve daha başka kadınların eğitim ve öğretime büyük katkıları olmuştur. Hz. Aişe annemiz öğrenme konusunda çekinmeyen Ensar kadınlarını övmüştür.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) eğitimde kolaylaştırıcı metotlar takip etmiş, sabır ve tahammülü teşvik ve tavsiye etmiş; öfkeye ve şiddete yer verilmemesini istemiştir. Nitekim bir hadisi şeriflerinde: “Öğretin, kolaylaştırın, zorlaştırmayın, öfkelendiğiniz zaman susun!” buyurmuş ve “öfkelendiğiniz zaman susun!” sözünü üç defa tekrar etmiştir. (6)
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in faaliyetlerinde yazıya verdiği ehemmiyet, Bedir savaşında esir düşen müşrik düşman askerleri için fidye-i necat olarak adam başına dört bin dirhem biçildiği halde bunlar arasında okuma yazması olanların Medineli on Müslüman’a bunu öğretmek suretiyle serbest bırakılmasını emretmesinde görülür. (7)
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) yabancı dil eğitimine de ehemmiyet göstermiştir. Bir gün Zeyd b. Sabite: “Sen Süryanice biliyor musun? Bana mektuplar geliyor” demiştir. Zeyd b. Sabit’in “Bilmiyorum” demesi üzerine Hz. Peygamber “onu öğren” buyurmuştur. Bunun üzerine Zeyd, kısa zamanda İbranice ve Süryanice öğrenmiştir. (8) Sahabe arasında Farsça, Rumca, Kıpti’ce, Habeşce, İbranice ve Süryanice bilenler vardı.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) bilginin yaygınlaşmasını teşvik etmiş; insanlardan bildiklerini başkalarına aktarmalarını istemiştir.(9) Efendimiz (s.a.v.)’in eğitim ve öğretim konusunda her zaman geçerliliğini koruyabilecek evrensel nitelikteki uygulamaları bizim için büyük önem arz etmektedir. Bu hususları şu şekilde özetleyebiliriz: Okuma yazmaya önem vermesi, eğitimde şiddete yer vermemesi, öğrettiği konular pratiğe yönelikse, söylediğini önce kendisinin uygulaması veya uygulamalı bir şekilde öğretmesi, bir konuyu iyice hazmetmeden diğerine geçmemesi(10), öğrencileri bıktırmaması ve usandırmaması, muhataplarına sorular sorarak dikkatleri üzerine toplaması ve daha sonra da cevaplaması, konuyu örneklerle ve benzetmelerle hatta şekil çizerek sunması, gerekli durumlarda yazdırarak öğretmesi vb.(11)
Yükselişin kaynağı eğitim ve ilimdir. En yüksek rütbe ilim rütbesidir. Bilgili insan, güçlü insandır ve yönetendir. Kaçınmamız gereken en büyük düşman cehalettir. Bütün terakki ve tekâmüllerin engeli, tedenni ve süfliliklerin kaynağı cehalettir. Gözlerin aydınlık ufuklara ve geleceğe açılması, ruhların karanlık bir dünyadan sıyrılarak aydınlığa kavuşması, aklın güç kazanması, düşüncenin en güzel ve en doğru yolda gelişmesi, insanlığa huzur, güven ve mutluluk kapılarının açılması yalnız ilimle, eğitimle mümkündür. Aziz Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’de insanlığın en büyük eğitimcisi ve öğretmenidir. Ne mutlu o Rahmet Peygamberine tabi olanlara! 2017-2018 eğitim-öğretim yılı milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olsun.

 

 

KAYNAKÇA
1- Alak Suresi, Ayet 1.
2- Al-i İmran Suresi Ayet 164.
3- İbn Mace.
4- Ahmet b. Hanbel.
5- İbn Mace.
6- Ahmet b. Hanbel.
7- İslam Peygamberi Prof. Dr. M Hamidullah.
8- Tirmizi, Ahmet b. Hanbel.
9- Müslim.
10- Ahmet b. Hanbel.
11- Hz. Muhammed ve Öğretim Metotları Ebu Gudde