MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI ÜZERİNE « Yazarlarımızın Yazıları
MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI ÜZERİNE

MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI ÜZERİNE

19 Kasım 2018
1540

Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle ülkemizin birçok yerinde salonlarda, okullarımızda ve camilerde etkinlikler yapılıyor. Bu yıl etkinliklerin teması "PEYGAMBERİMİZ VE GENÇLİK" olacak. Bu vesileyle Hz. Peygamber (s.a.v) ile ilgili etkinlikleri düzenlerken aşağıdaki hususları dikkatlerinize sunmak istiyorum:

1- Dinin sivil, samimi, bireysel duygu ve heyecan yönünün geri plana itildiği, bunun aksine bürokratik, kurumsal, protokole dayalı, gösterişçi ve çıkarcı bir din anlayışının ön plana çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu çerçevede Peygamberimizi anma etkinlikleri de çoğu zaman görselliğin ve niceliğin ön plana çıktığı protokol programlarına dönüşüyor maalesef. Amaç peygamberi anmak ve anlamak ise insanın akıl ve gönül dünyasına dokunan bir içerikle hazırlanmalı bu etkinlikler. Hz. Peygamberin bugüne hitabı, verdiği mesaj ve örnekliği üzerine odaklanmalı. Bugünden kopuk ve tarihte yaşamış kalmış nostaljik bir peygamber anlatımından artık kurtulmamız gerekiyor.

2- Etkinliklerin içeriği Hz. Peygamberin üstün bir ahlaka sahip bir BEŞER olduğu, bir insan gibi yaşadığı ve aynı zamanda Allah’ın ELÇİSİ ve vahyin tebliğcisi olduğu gerçeğine uygun olmalıdır. Doğan,büyüyen, sevinen, üzülen, ağlayan ve gülen, evlenen, eş ve baba olan, komşuluk yapan, ticaretle, idareyle uğraşan inancı, ahlakı ve şahsiyeti ile örnek bir elçi ve insan olan Hz. Muhammed'i (a.s.) neslimize tanıtmalıyız.

3- Sevgimiz çoğu zaman makul olanı ıskalamamıza neden oluyor, aşırılığa düşüyoruz. Hz. Peygamber (s.a.v) sevgisi de bundan nasibini alıyor maalesef. Programlarda Hz. Muhammed’i aşırı övgülerle insanüstü bir konuma oturtan her türlü yazı, şiir, resim ve anlatımdan sakınılmalıdır. Onun insani yönü ile peygamber vasfı dengeli bir anlatımla verilmelidir. Peygamberle ilgili Kuran’a ve peygamberin şahsiyetine aykırı hurafe ve aşırı yorumlardan uzak durulmalıdır.

4- Hz. Peygamberi anma programlarındaki aşırı gül vurgusu bize özü kaybettiriyor. "Güller gülü, güllerin efendisi, güllerin sultanı, gül yüzlü gül efendimiz, gül kokulu vb." vurgular işi çığırından çıkarıyor. 
Edebiyatımızda “Gül”ün Hz. Muhammed’i temsil ettiği anlayışının varlığı bir gerçek. Ama bu benzetmenin dinî, kutsal bir yönü yok. Edebiyatımızdaki bu temsilden yola çıkarak Hz. Muhammed’i (a.s.) bir ‘gül’e indirgemek yanlıştır. "Gül"e indirgenen bir peygamber imajı hayatımızdan buharlaşıp götürüyor Hz. Peygamberin örnekliğini.

5- Peygamberi anma etkinlikleri sadece övgü merasimine indirgenmemelidir. Evimizde, sokağımızda, okulumuzda, meclisimizde bize ahlakı, adaleti, şahsiyetiyle örnek olması gereken bir peygamberi güller, çiçekler ve övgülerle anmak ve anlatmak hedefi ıskalamaktır. 
Programlarda onun bir insan olarak çalışkanlığını, ahlakını, adaletini, dostluğunu, vefasını, temizliğini, dürüstlüğünü, fakirlere ve kimsesizlere karşı duyarlılığını, haksızlıklara karşı duruşunu anlatalım. İnsana ve çevreye verdiği değeri gösterelim. İbadete verdiği değer kadar ilme, düşünceye ve ahlaka da değer verdiğini özellikle öğretelim. Bize düşen asıl görev; Peygambere övgüler düzmek değil; Allah'ın övgüsüne mazhar olan bir insanı, Peygamberi anlamak ve anlatmak, örnek almak olmalıdır.

6- Mevlid-i Nebi etkinlikleri ağlama seanslarına dönüşmemelidir. Evet, Peygamberimizi sevmek, ona hasret beslemek Müslümanca bir hassasiyettir. Onu anlamadan, örnek almadan, ondan uzak bir hayat sürerek yaşamak ama onun adı geçince ağlayıp sızlamak kendimizi avutmaktır, yeterli değildir. Aslolan onu anlamaya ve hayatımıza örnek almaya odaklanmaktır.

7- Lütfen Peygamberimizi anma programlarımızı çöl ve deve resimleriyle boğmayalım. Bir yandan "İslam tüm zamanlara ve toplumlara hitap eden bir dindir." diyeceğiz öte yandan da onu yerel sembollerle özdeşleştireceğiz. Bu çelişkili bir durumdur. 
Tarihsel ve mekânsal bir imgeyle İslam’ı ve Peygamberi sürekli özdeşleştirmek çocukların, insanların zihninde farklı çağırışımlar yapabilir. Programların içeriği insanların anlayışlarına uygun bir dil ve anlatıma sahip olmalıdır.

8- Peygamberi; kitaplardan, şekillerden, törenlerden, sloganlardan ve kuru sözlerden kurtarıp hayatımıza model alalım. Peygamberi anlatmanın kazanç, rant kapısına döndüğü bir dönemi yaşıyoruz. Hz. Peygamber(s.a.v)'i anlatmak için menajeri aracılığıyla beş bin- on bin lira isteyen yüzsüzleri okulumuza, derneğimize, vakfımıza ve salonumuza sokmayalım. 
Yalakalığın, fırsatçılığın, iki yüzlülüğün, menfaatçiliğin, sevgisizliğin ve güç sarhoşluğunun zirve yaptığı bir ortamda Hz. Peygamberin hayatını bir kez daha günümüze ışık tutacak bir anlayışla okumaya, anlamaya ve onun gibi yaşamaya çalışalım.

9- Bu etkinliklerde Peygamberimizin gençlere nasıl yaklaştığı, onlara nasıl değer verdiği, gençlere nasıl özgüven, bilgi ve ahlaklı bir şahsiyet kazandırdığı ve gençlerin potansiyelini nasıl olumlu yönde değerlendirdiği konularına odaklanalım.