Sanma her ilme varan tâlib olur Sanma her tâlib olan âlim olur Âdemin binde biri âlim olup Nice yüz binde biri kâmil olur!
İki kişi arasında gerçekleşse de, sonuçları bütün topluma yansır. Bu nedenle evlilikten ne beklenmeli, neye dikkat edilmeli, evlilikte ortaya çıkan sorunlar ve bunların çözüm yolları nelerdir, anne babaların rolü ve sorumlulukları ne olmalıdır gibi hususların bilinmesi, doğru evliliklerin yapılmasına ve yürütülmesine çok büyük katkı sağlayacaktır.
Evet hassasiyet önemli. Ama maalesef zamanımızın ticaretinde bunlar oluyor. Allah bizi, çoluğumuzu çocuğumuzu buna bulaştırmasın. Hassas davranmak lazım.
İlk emir ‘’oku’’ olan bir dinin müntesipleri olarak, okumak bizim yaradılış gayelerimizdendir… Okumak ve anlamak… Zaman, sanal mecranın hüküm sürdüğü bir sosyolojiyi dayatırken, bizlerin sabırla okumaya çağırması çok anlamlı elbette…
Her zaman söylediğim bir söz ile bağlamak istiyorum; okumak soylu bir eylemdir, okuma aşkınız hiç solmasın.
Sorumluluklarınızın bilincinde olarak yaşayın. Bu sorumluluk duygusu bir kere kazanıldı mı ömür boyu insanın en yakın arkadaşı ve dostu olur. Her iş de ve hayatınızda başarının sırrı olur bence. Belki başkalarına göre çok yorulursunuz ama çok mutlu olursunuz…
Özellikle Emin kardeşimin (kurucu başkanımız Emin ATALAY kastediliyor), Türkiye’de nerdeyse bir ilki başardığını görüyorum. Özel cemaatlerin, özel vakıfların icbari tuttuğu ders kitapları okuyucuları hariç, genel anlamda ehl-i sünnet çizgisinde kitap okutmanın büyük başarı olduğunu düşünüyorum.
Bugün Dünya’da yaklaşık 2 milyar müslüman yaşıyor. 2 milyar insan yani koca bir ümmet. Bugün bu insanların gücüne, kuvvetine ve dünyadaki olaylar karşısında tavrına veya aktivitelerine baktığımız zaman, büyük ölçüde eylemsizlik ve hareketsizlik var.
Herkese iş düşüyor. Derneklerimiz, vakıflarımız, cemaatlerimiz… ne kadar ümmetçi olursa o kadar güzelleşirler.
En büyük problemimiz okumak. Maalesef istatistiklere baktığımızda okumanın ihtiyaç listelerine girmediğini, listenin 125. sıralarda olduğunu görüyoruz. Kitapla ciddi manada aramız açılmış, kitap ihtiyaç listemize bile girmiyor.
Mahkeme, cumhurbaşkanıdan af dilememi istedi. Ben bir suç işlemedim, bir af isteyeceksem bunu yalnızca Allah’dan isterim. Şehit olmaktan korkmuyorum. (Abdulkadir Molla, 10.12.2013)
Müslümanlar olarak maalesef 20. yüzyılı yitirdik, kaybettik. Ama bunun sebepleri vardı. Özellikle Müslümanlar Osmanlının son döneminde yedi cephede üstün bir savaş verdi.
Özel hayatı tarif etmek zor ama şöyle söyleyebilirim: Huzur, sevgi, saygı, mutluluk. Birbirimizin cennete ve Rabbimize yürüyüşümüze omuz vermeye çalışıyoruz. Kötülükten, yanlıştan, mutsuzluktan yuvamız sayesinde korunuyoruz. Rabbimize şükrettiğimiz en güzel nimetimiz.
Kitap okuma konusunda planlı, düzenli, eğitim çalışması gibi çok isabetli bir faaliyet olmuş ve bu bir gelenek olur inşallah ve bu işe öncülük edenlere de ecirlerini bolca versin.
Düşünen olmak, dert insanı olmak, dertlenmek İslam’ı kimliğimizin en olmazsa olmazlarımızdandır.
okumak çok güzel bir şey. Cenâb-ı Hak da Peygamber Efendimiz’e ilk vahyi oku diye göndermiştir. Oku derken “Rabbinin adıyla oku.” Bu önemlidir, Allah adıyla okumak ilkesi çok önemlidir. Okuduğun doğru bilgi vermeli, o bilgiyi verirken dürüst olmalı. Ama zamanla da irtibatı kurmamız, çeşitliliği sağlamamız lazım.
Sosyal medya denilen olaya çok sıcak bakmıyorum. Sosyal medyada çoğu kişi nick’i ile yani takma adı ile yazar. Burada doğruluğu tartışılabilir yorumlar çok çabuk yayılabilir. Hakiki manada kontrolü zordur. Haberin kaynağını teyit etmek zordur.
Okuyan, düşünen ve sorgulayan şuurlu nesil, Allah’ın izniyle başarılı olacaktır. Okumada önceliğimiz temel İslami kaynaklar olmalıdır. Okuyan nesil yetiştirme amacıyla yola çıkan İKRA derneğinin çalışmalarını takdir ediyorum. Bu derneğin bir yayın organı olarak çıkan İkra Dergisine de başarılar diliyorum
Devamlı okusunlar ama okuduklarını hayata geçirsinler. Sadece okuyup bilgilerini artırırlarsa zamanla nefisleri de azar. Eğitimle uğraşanların en büyük problemi pratiğe aktarmadıkları bilginin nefse hizmet etmesidir.
Ne yaparsak yapalım, ne okursak okuyalım bizim görevimiz kulluk. Kulluğun da en disiplinli halini bize namaz kazandırıyor. Bir günün içine serpiştirilmiş ama aslında o iskeleti oluşturmuş namaz.
Çocuklarımızdan şikayet edeceğimize dönüp kendimize bakalım. O çocukları nasıl yetiştiriyoruz? Gerektiği gibi üzerlerinde durabiliyor muyuz?
Peygamberimiz; “Zerre kadar imanla bu dünyadan giden cennete girecektir.” diyor. Öyleyse bizim dünya liderlerine halkıyla beraber bu imanı ulaştırmamız gerekir.
Bir kere Müslümanın okuması lazım, önce bunu söyleyelim. Okumak lazım, okuması lazım. Bizim kitabımız “OKU!” diyerek başlıyor, öyle ise okumamız lazım.
İKRA Derneği toplumun eksik olduğu yanı tespit etmiş ve buna yönelik çalışmalar yapıyor. Bu takdire şayan bir çalışmadır. Ama dernek bununla yetinmemelidir. Çünkü yaptıklarımızla yapmadıklarımızı yan yana koyarsak yapmadıklarımızın daha çok olduğunu göreceğiz. Bu yüzden hedeflerimizi büyütüp ona göre çalışmalıyız.
Okumak elbette çok güzel ama çok okumak yerine nerede neyi okuyacağını bilmek daha önemli.
En önemli şey okumadır. Kur’ân-ı Kerim de “ikra” diyor, OKU diyor.
Beyin ilim ister, kalp iman ister. Eğer insan okumazsa beyni aç kalır, sıkıntı başlar.
Bir genç eğer ben de toplumda konuşmak istiyorum diyorsa bol bol kitap okumalı.
Kitap okumaya her ne olursa olsun devam etmeleri gerekiyor. Kitap insanların nefislerini meşgul eder. Eğer insan nefsini meşgul etmezse nefsi onu meşgul eder. Bu da insanı ateşe götürür. Allah hem kitap okuyandan hem de okutandan razı olsun.
Ben gittiğim birçok yerde çalışmanızdan bahsediyorum. İstanbul dışına gittiğim konferanslarda dinleyicilerime sizden bahsediyor, kitap listenize buradan da kayıt yaptırabileceklerini söylüyorum.
Allah nazarlardan korusun. Bunu her yerde söylemeyin. Ben bir şey söylemeyeyim. Sizi nazardan koruyayım.
Ben her şeyden önce sivil kuruluşların toplumun gelişmesinde büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. Sizin dernek çalışmanızı takdir ediyorum. Siz insanlara kitap okutuyorsunuz ve bunu kabataslak değil sistematik olarak takip ediyorsunuz. İnsanlar sizin sayenizde kitap okuyor. Kitap okumayan insanların kitap okumasına vesile oluyorsunuz.
Gençlik dönemi hemen her yönde gelişme ve olgunlaşmanın olduğu bir dönemdir. Bu dönemde gençler her türlü yönlendirmeye açıktırlar.
İlim, ahlâk ve ihlâs yönünden halen de irtibatımızı kesmediğimiz Emin Saraç Hocamız var. Ondan çok şey öğrendik. Örnek aldığım insan da Emin Saraç Hocamdır.
Dini, Vahiy (Kur’an ve Sünnet) İnşâ Eder, Akıl İdrak Eder
Ezan okunmaya beş dakika kala apartmandaki bütün gençleri, tek tek kapılarını çalıp namaza gidelim diye teşvik ediyordu.
Dergimizin bu sayısındaki röportajımızı, ömrünü ilim tahsil etmekle, ilim öğretmekle ve hizmetle geçirmiş Muhterem Prof. Dr. Cevat AKŞİT Hocamız ile yaptık